KURT SEYİT ALARMI!
Kurt Seyit aylar öncesinden
yaptığı tanıtımlarla, “Televizyona damgasını vuracak bir yapım geliyor “ hissiyatı
ve merakı uyandırdı herkes de.
Yılbaşının ilk dansı diye verdiği
tanıtım bile evde 2014’e son on sayarken, aklımızın ekranda kalmasına neden
oldu.(Kız kardeşim bile kocasına sarılıp yeni yılını kutlarken, omzunun
üstünden Kurt Seyid’in tanıtımını izlemeye çalışıyordu.)
Büyük produksiyona imza
atılıyordu…
İlk dört bölüm Moskova’da zor şartlar altında
çekilmişti. Tanıtımlarda Şura(Rus)karakterini oynayacak kişinin Farah Zeynep Abdullah olmasına bile ısınmıştık. Ne
de olsa Kıvanç’ın masmavi gözlerinin, bembeyaz karların arasından ekranı delen
gözleri vardı.
Peki, bu kadar merakla beklenen
dizinin akıbeti ne durumda?
İlk bölüm fazla Avrupai bir hikaye
kurgusu ve senaryo diliyle yazılmıştı. Çekimler, Sanat, Kostüm kısaca
Produksiyon tam anlamıyla enfesti ama, içi boş geldi nedense.
Bir kız için iddiaya giren
erkekler topluluğu ellerinde kadehlerle kahkahalar savuruyordu saray koridorlarında.
Dizinin kötü karakterini oynayan Birkan
Sokullu’ya rolü yakıştıramadık. Evin cici çocuğunu bu şekilde kabullenemedik
belki de. Entrikalar yine çok Avrupa diyarlarında uçuşuyordu. Bir türlü yere
konamadı.
Birinci bölümü sabırla bitirdik, “Olur,
olur, oturur. Produksiyon müthiş ama!”diyerek sonrası,sonrasını bekledik
durduk.
İvmeli ratingleri ile az- çok
alarm veriyordu aslında.
Dördüncü bölümden sonra
İstanbul’a taşınan çekimlerin maalesef
kalitesi ilk bölümlere nazaran zayıflayınca hayal kırıklığı yarattı
açıkçası. Senaryonun her seferinde düzeleceğini, tırmanacağını beklerken,
ekranı zaplar hale geldik Kıvanç’ın gözlerine rağmen.
Dünkü bölüm ise ratinglerinde
anlattığı gibi hevesimizi yine kursağımızda bıraktı.
Bir süreden sonrada artık göze
batmaya başladı bazı şeyler. Mesela Rus güzeli olarak kabullendiğimiz Farah
Zeynep’in “Bir Rus kızı nasıl olur?” sorusunun cevabını karşılayamadığı açık
verdi. Hele de dünkü bölümde dip boyasının çıkmış olması ve siyahlarının
ekranda gözümüze gözümüze girmesi Rus kızı ile bağdaşmayan bir absürtlükteydi.
Bu noktada aklıma komik bir nokta
takıldı istemsizce:
Erkeklere bir Rus kızını tarif et
desem alacağım cevap; Uzun boylu, renkli gözlü, açık tenli , sarı saçlı,taş
gibi …devam eder durur bu sorunun cevabı. Halkımızda herhangi birine sorsam bir
Rus kızı nasıl olur diye? Sarışın, renkli gözlü der. İlkokuldaki çocuğa sorsam
“sarışın “ der.
Şimdi dönelim dünkü bölüme. Bütün
detayları oyunculuğu ile kapatabileceğine inandığımız Farah Zeynep’in aslında
sonradan yapılmış sarı saçları da dip boyası diye bağırıyorsa, Rus kızı
olarak çizilen imaja pek de yaklaşamıyor.
Bundan sonra durum ne olur
bilinmez demek isterdik ama Kurt Seyit’in ivmeli ratingleri aynı şekilde devam
edecek gibi.
Başarının grafiği Şura’ya değil
tabi ki Senaryoya dayanıyor. Ay Yapım’ın başarılı kalemleri için beklide en
önemli nokta seçilen eserin
yanlışlığından da kaynaklanıyor. Romanı okuyanların çoğu aslında Kurt Seyit ve
Şura’nın hikayesi ve sonunun çok da ortalığı duman etmeyecek bir eser olduğunu
biliyor.
Bundan sonrasını artık,ben de
dahil olmak üzere bekleyip göreceğiz.
Bunca insanın emeği ile ve zor
çalışma koşullarında yapılan iş umarım gereken noktaya ulaşır.